Mona Lisa'yı Ünlü Yapan Soygun

Mona Lisa'yı Ünlü Yapan Soygun

Günümüzde dünyanın belki en ünlü resmi Mona Lisa'dır. Peki bu tablonun ünü nereden gelmektedir?

14.01.2022 150

21 Ağustos 1911'de Louvre Müzesi'nden o günlerde pek de tanınmayan neredeyse sadece sanat tarihçileri ve sanatçılar tarafından bilinen alelade bir ressamın alelade bir resmi çalınmıştır. Bu hırsızlık daha sonrasında "yüzyılın sanat hırsızlığı" diye adlandırılacak olan, Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa Tablosunun çalınmasıdır.

Bu hırsızlık, bir polisiye romanının konu alacağı bir kurgunun aksine oldukça basittir. Louvre Müzesi, eserleri korumak adına tabloların çerçevelerine cam koruma yaptırmıştır ve bu iş için çalışanlardan biri olan Vincenzo Peruggia adlı bir İtalyan milliyetçi oldukça zahmetsiz bir şekilde tabloyu kaçırmıştır. Vincenzo Peruggia, 20 Ağustos 1911'de Louvre Müzesine girmiş, sonrasında da geceyi müzedeki bir dolapta saklanarak geçirmiştir. Böylece ertesi sabah daha müze açık değilken ve kalabalık daha müzeye akın etmemişken, Mona Lisa'yı asılı olduğu duvardan ustaca çıkarmış, daha sonra da merdiven boşluğuna saklanıp çıkışa doğru yönelmiştir. Şu ana kadar mükemmel bir şekilde işleyen plan bir kusurla karşılaşmıştır: Çıkış kapısı kilitlidir! Bunu fark eden Peruggia, beyaz kağıda sardığı Mona Lisa'yı yere koyup kapı kolunu çıkarmış; fakat yine de kapıyı açamamıştır. O sırada müze görevlilerinin giydiği beyaz önlüğü giydiği için orada çalışan bir tesisatçı onun kapıda kalan bir çalışan olduğunu zannedip kapıyı açmıştır. Nihayetinde, Peruggia adeta elini kolunu sallayarak önlüğünün altındaki Mona Lisa ile Louvre Müzesinden çıkıp otobüsle Paris'te kaldığı pansiyona gitmiştir.

Hırsızlık gerçekleştikten bir gün sonra, 22 Ağustos günü, Louvre Müzesindeki eserlere cam koruma yapılmasını, kişinin eseri görmekten ziyade kendi yansımasını gördüğü için protesto etmek isteyen ressam Louis Béroud, Mona Lisa'nın önünde saçını düzelten bir mankeni resmetmeyi amaçlamaktadır; ancak müzede Mona Lisa'nın bulunduğu salona girdiğinde büyük bir şaşkınlık yaşamıştır: Mona Lisa olması gereken yerde değildir. Bunun üzerine bu durumu müze yönetimine iletmeye giden Béroud, tablonun fotoğraflandığını düşünmüştür; fakat yönetimin böyle bir durumdan haberi yoktur. Yönetim, hırsızlık gerçekleştikten ancak bir gün sonra eserin çalındığının farkına varmış ve alarma geçmiştir. Bu çalıntı eserin peşine düşmek için müze, altmış dedektif tutmuş ve 750.000 adet parmak izini kayıt altına almıştır.

Bu sırada Paris'teki pansiyonunda, yatağının altındaki bir sandıkta sakladığı Mona Lisa ile birlikte yaşayan Peruggia, hırsızlığının popülerliğinin bir çığ gibi büyümesini izlemektedir. Yaptığı hırsızlığın bu kadar büyümeyeceğini düşünmüş olan Peruggia, o günden sonra Mona Lisa çılgınlığının sönmesini beklemektedir ama tersine olay artık çığırından çıkmıştır; her yerde sakız kutularının, sigara paketlerinin, eşarpların, kartpostalların üstünde bile Mona Lisa'nın resmi vardır.

Tabii ki, bahsedilen altmış dedektif Peruggia'yı sorgulamıştır ve hatta hırsızlığın gerçekleştiği gün işe iki saat geç gelmesi ve nerede olduğuna dair bir şahit gösterememesi onu en büyük şüphelilerden biri haline getirmiştir; fakat sonrasında Peruggia'nın baş şüpheli olabileceği notu kaybolmuş ve Peruggia unutulmuştur. Garip bir şekilde bu sorgulamalara ünlü ressam Picasso ve şair Apollinaire de dahil edilmiştir. Arkadaş olan bu iki ünlü sanatçının sorgulanmasının sebebi ise daha öncesinde ellerine Louvre Müzesinden çalınmış Mısır heykelleri geçmesidir; ancak zaten suçlu olmayan iki arkadaş iki gün tutuklu kalmış ve sonrasında serbest bırakılmıştır.

Hırsızlıktan iki sene sonra, 1913 yılının Aralık ayında, İtalya yolunu tutan Peruggia; eserin yapıldığı yere yakın bir bölgede, Panzani Bulvarı'nda bir otelde yaşamaya başlamıştır. Peruggia, Leonardo Da Vinci adıyla Floransalı antika satıcısı Alfredo Geri'ye bir mektup yazmış, Mona Lisa'nın kendisinde olduğunu söylemiş ve yarım milyon liret talep etmiştir. Bunun üzerine Geri, Uffuzi Galerisi'nin müdürüne haber vermiş ve Uffuzi ile beraber tablonun gerçekliğinden emin olmak için Peruggia'nın yanına gitmişlerdir. Geri ve Uffuzi otelden çıkarken bir otel personeli, onların otel odasından bir tablo çaldığını zannederek polisi aramış böylece Mona Lisa bulunmuş, Peruggia yakalanmıştır. Tablo ise ancak 1914 yılında müzeye teslim edilmiş ve teslim edildiği gün yüz binden fazla insan Mona Lisa'yı ziyarete gelmiştir.

Yakalanan hırsız, suçu ortaya çıktıktan sonra yapılan sorgulamada kendisinin bir İtalyan milliyetçisi olduğunu, eserin Napoleon tarafından çalındığını söylemiştir; fakat eser aslında Leonardo Da Vinci tarafından bizzat Fransa Kralı I. Francis'in sarayına götürülmüştür. Aynı zamanda, aslında başka bir eser çalacağını, ancak Mona Lisa'nın kendisine gülümsediği için onu çaldığını itiraf etmiştir. Hırsızın bulunması ve itirafları üzerine Louvre Müzesinin müdürü "Bu kadar gösterişsiz bir adamın çalmış olduğuna inanamıyorum" ifadesinde bulunmuştur. Uzun lafın kısası, bu soygun Mona Lisa'yı bugünkü ününe kavuşturmuş ve her gün 25 bin ziyaretçisiyle Da Vinci'nin Mona Lisa'sını (İt. Benim Lisa'm) bütün dünyanın Nostra Lisa'sı (İt. Bizim Lisa'mız) yapmıştır.

Vincenzo Peruggia ve Mona Lisa

Kaynak: https://www.tzv.org.tr//haber/6722