''Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın...''
"Başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."
1960 yılında yayınladığından bu yana bütün edebiyat severlerin gönlünde özel bir yer edinen muhteşem bir klasik. 20. Yüzyılın başlarında ABD'nin güneydoğu eyaletlerindeki insan davranışı ve ortak vicdan konularını ele alıyor.
''Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymama demektir. Bağlılık, bilinçsizliktir.''
1948 yılında yazılan, zekice kurgulanmış, politik anlamda devrim niteliği taşıyan bir kitap. 1984 yılı geçse de, günümüzü ve geleceği simgeleyen yazıldığı dönemin çok ötesinde olan bu roman güncelliğini hiç bir zaman yitirmeyecek.
''İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.''
Fareler ve İnsanlar, iki mevsimlik tarım işçisinin arasındaki dostluğun karmaşık bir hikayesini ele alıyor. En büyük hayalleri küçük bir toprak satın alıp insanca yaşamaktır. Ne yazık ki, fareler ve insanların en iyi düşünülmüş planları genellikle boşa çıkar.
"Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var."
Franz Kafka böcek metaforu üzerinden insanı düşünmeye ve hayatı sorgulamaya itiyor. Benliğini kaybeden bir insanın nasıl toplum ve ailesi tarafından dışlandığını ve ölüme terk edildiği çarpıcı bir şekilde ifade ediliyor.
"Kitap yakmaktan daha kötü suçlar vardır. Bunlardan biri de kitap okumamaktır."
Kitapsız bir dünyayı gözler önüne seren başarılı bir distopyadır.
"Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."
Gönülçelen adıyla da bilinen Çavdar Tarlasındaki Çocuklar, ergenlik çağındaki zorlukları ve yalnız bırakılmayı anlatıyor.
"Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın..."
Dönüp dönüp baştan okuyacağınız gerçek bir dostluğun hikayesidir. Daha önce hiçbir romanda değinilmemiş tarihin perde arkasını önümüze seren bu roman, etnik ve dini farklılıklara rağmen birbirinden kopamayan iki dostun hikayesini anlatıyor.
"Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!"
Bir martının hayatı üzerinden bize kendi sınırlarımızı aşabileceğimizi söyleyen bir kitaptır.
"Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir."
Eşitlikçi bir toplum hayalinin diktatörlüğe geçişini anlatan muhteşem bir romandır.
"Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta."
Bir oturuşta bitirebileceğiniz, akıcı bir dille yazılan etkileyici bir romandır.
Kaynak: https://www.tzv.org.tr//haber/387